Aksaray Mutlu Son- Masaj Esra
Aksaray Mutlu Son- Masaj Esra
Aksaray Mutlu Son- Masaj Esra Yalanda, çok yakında benimsin. Güneş keskin gözlerini kapattığında, tarih bitip mitler başladığında yalnızca pelerinimi atmayacağım üzerime, geceyi de tıpkı bir pelerin benzer biçimde üzerime atıp arkasından koşacağım ve seni bulmak için kulağım ayak seslerinde değil yüreğinin vuruşlarında olacak. Johannes’in Bugünlerde onunla her istediğim anda bizzat birlikte olamadığım zamanlar, geleceği düşünmeye kalkışabileceği düşüncesi beni rahatsız ediyor. Şimdiye dek olmadı bu; onu güzel duyu olarak uyuşturmada çok başarılı oldum. İnsanların temel olarak bugünü dolduracak aslabir şeylerinin olmamasından kaynaklanan, gelecekle ilgili bu konuşmalardan daha azca erotik bir şey düşünülemez.
Gerçi ben oradayken bundan korkum olmaz, çünkü hem süreı aynı zamanda sonsuzluğu unutturabilirim ona. Kendini bir kızla uyumlu hale getirmesini bilmeyen biri, baştan çıkarma uğraşma asla giremez, çünkü o vakit tekneyi iki kayalıktan sakınmak olanaksızdır: Gelecekle ilgili sorular ve sadakat sorgulamaları. Doğrusu Faust’a bu türden ufak bir imtihan uygulamakla Gretchen doğru davranıyor, çünkü Faust şövalyeyi oynamak şeklinde tedbirsiz bir merdiven dayamıştır ve kızlar böyle bir atakya karşı devamlı hazırlıklıdır.
Aksaray Mutlu Son- Masaj Esra
Aksaray Mutlu Son- Masaj Esra Şimdi sanırım her şey onun kabulüne hazır; benim bellek güçlerime fanatik kalacağı fırsatlar eksik olmamalı, daha kısaca hayran kalmaya fırsatı olmamalı. Onun için önemi olabilecek aslabir şey gözden kaçırılmadı, öte taraftan, görünmeksizin her yerde varsam da beni doğrudan anımsatabilecek hiçbir şey yok orada. Fakat tesiri, onu ilk defa nasıl göreceğine bağlı büyük ölçüde. Burada uşağıma en ayrıntılı şekilde talimat verildi, o kendi seçiminda tam bir virtüözdür. Sözleri bilincinde değbilimselş benzer biçimde söyleyip yerine oturtmasını, aslabir şeyden haberi olmayan biri olmasını bilir; kısacası benim için kıymeti ölçülemez –
Yer, Cordelia’nın isteyeceği benzer biçimde. Odanın ortasında oturulursa her iki yönden de, ön plandaki her şeyin ötesi görülebilir, her iki yönden de sonsuz bir ufuk vardır, büyük bir atmosfer okyanusu içinde sadece kalınır. Bir taraftaki pencerelere yaklaşılınca ötelerde, ufukta bir orman, sınırlan belirleyerek kuşatan bir çelenk gibi kıvrılır. Bu şekilde olması gerekirdi. Aşk neyi sever? – kuşatmayı; cennet de kuşatılmış bir yer, doğuya doğru giden bir bahçe değil mi? – ama bu halka inşam çok fazla sıkı sarıyor – pencereye daha da yaklaşılırsa sakin bir göl, kendini çevreleyen yükseltiler araşma saklanır uysalca.